Merhabalar! Taptaze bir yılın başındayız. Bu taze başlangıcı çok sevdiğimiz bir temayla yapalım istedik. Bizler öğretmenleri olarak belki de çocuklarımızdan daha hevesliyiz. Bizleri bu kadar heyecanlandıran temamız: Uzay! :) Bu ay Uzay'ın altını üstüne getirip çocuklarımızın kafasında bir sürü soru oluşturmayı hedefliyoruz. Öğrenmeye duyulan hazzı uyandırabilirsek ne mutlu bizlere! Geçen aylara kıyasla küçük çocuklarımızın planlarıyla büyüklerinki arasında daha fazla fark olacak. Gereğinden fazla uyaran maruz kalmak miniklerimize iyi gelmeyebilir. Bunları hafta hafta incelerken detaylandıracağım.
İlk haftaya (2-6 Ocak) artık klasikleşen bir şarkıyla başlıyoruz: Miniyo’nun “Gezegenler” şarkısı. :) Bu ay boyunca şarkımızı her çember zamanında çocuklarımızla dinleyeceğiz. Bildiğiniz gibi her ay, temayı kurgusal bir şekilde oyunlaştırarak başlangıç yapmayı önemsiyoruz. Uzay temasına da roketler tasarlayarak giriş yapacağız. Her grup farklı biçimlerde roketini tasarlayacak ve roketlerimize atlayıp uzaya eğlenceli bir yolculuğa çıkacağız. Haftanın ikinci günü çocuklarımızı sınıflarında bir güneş sistem modeli karşılayacak. Oradan hareketle yapacağımız tuzla sanat etkinliğinin ardından gezegenlerin Güneş’e olan uzaklıklarını kavramamız için bir fen etkinliği gerçekleştireceğiz. Fakat küçük çocuklarımız için böyle bir ölçüyü kavramaları mümkün olmayacağından onlarla oyun hamurlarıyla sevimli uzaylılar yapıp bazı soruları onlara yönelterek keyifli bir sohbet gerçekleştireceğiz. Üçüncü gün gezegenlerin büyüklüklerini meyvelerle kıyaslayarak üzerine konuşacağız. Bütüncül etkinlikler, okul öncesi dönemde oldukça işlevsel oluyor. Bu etkinliğimiz de hem erken dönem matematik becerilerinden olan karşılaştırmaya göz kırpıyor hem de ayın temasına. Aynı gün NASA kimlik kartlarımızı takıp büyük grup oyunu oynayacağız. Haftanın kalanındaysa gezegen kuklaları ve STEM çalışmaları bizi bekliyor olacak.
Çocuklarımız ikinci hafta (9-13 Ocak), “Sen nasıl bir gezegende yaşamak isterdin?” yönergesiyle kendilerine bir gezegen tasarlayacaklar. Bakalım ortaya neler çıkacak? Gezegenlerin hepsinin küresel oluşunun farkına varmalarını hedefliyoruz. Haftanın ikinci günü, her grup kendine bir güneş sistemi modeli yapacak. Böylece geçen hafta yapılan çalışmalar pekişecek. Haftanın devamında astronotları ele alacağız. “Ne yerler? Nasıl giyinirler? Uzayda nasıl yürürler?” sorularına birlikte cevaplar arayacağız. Astronotlardan hareketle Chris Hadfield ve elbette Neil Armstrong’la tanışacağız. Chris Hadfield oldukça aktif ve çok yönlü bir bilim insanı! Çocuklar için yazmış olduğu kitabı inceleyip, “Space Oddity” yorumunu dinleyeceğiz. :)
Üçüncü haftanın (16-20 Ocak) merkezini Ay, yıldızlar ve Güneş oluşturuyor. Pazartesi ve salı günü ayın evrelerini, kraterleri konuşup ocak ayının ay takvimini oluşturacağız. Böylece her akşam gökyüzünde ayın hangi hâlini göreceğimizi bileceğiz. Ay’ın evreleri takvimini oluşturmayı sizlere de tavsiye ederim. :) Haftanın üçüncü ve dördüncü günü “Yıldızlar nasıl parlar? Yıldızların gerçekte şekli nasıldır? Yıldızlar gerçekten kayar mı?” sorularıyla başlayacak. Çocuklarımızla en bilinen takımyıldızları gösteren bir yıldız dürbünü yapacağız. Haftanın son günü ise Dünya’mızın ısı ve ışık kaynağıyla, Güneş’le çalışacağız. Bizce çok keyifli bir sanat etkinliğinin ardından güneş enerjisine değineceğiz.
Dördüncü hafta (23-27 Ocak) Samanyolu galaksisiyle devam edeceğiz. Samanyolu’ndan yola çıkarak çocuklarımızla spiral şeklini tekrar edeceğiz. Daha önce salyangozlarla çalışırken spiralden bahsetmiştik. Okul öncesi eğitim programı tıpkı galaksimiz gibi sarmal olduğundan bir kavramı sıkça tekrar etmek çok daha etkili oluyor. Haftanın kalan günlerinde Dünya’nın oluşumuna, şekline, katmanlarına çeşitli etkinliklerle değineceğiz.
Uzay teması çok dolu dolu olduğundan bu aya fazladan kavram eklememeye çalıştık. Ay boyunca bize birçok kitap eşlik edecek. Onları da ocak ayı veli bülteninde sizlerle paylaşacağız. Hepinize mutlu bir ocak ayı diliyorum. Umarım yeni yıla hep birlikte çok güzel bir başlangıç yaparız. Sevgiler… :)